Pozantı’daki bazı STK gruplarının bir araya gelerek düzenledikleri Hollanda’ya tepki yürüyüşü, Çanakkale Zaferinin 102. Yıldönümüyle birleşti. Pozantı bir oldu birlik oldu.
Sivil Toplum Kuruluşlarınca organize edilen ve Suffe Derneği Başkanı İsmail Ergin’in öncülüğünde gerçekleştirilen Hollanda’ya tepki, Çanakkale’ye saygı yürüyüşü Cuma namazı sonrasında yoğun yağmur altında gerçekleştirildi.
Atatürk Anıtı önünde ellerindeki Türk Bayraklarıyla toplanan Pozantı halkı hep bir ağızdan marşlar söyledi. Avrupa ve Hollanda’ya lanet etti.
Düzenlenen Hollanda’ya tepki, Çanakkale’ye saygı yürüyüşüne, Pozantı Kaymakamı Taner Tengir, Garnizon Komutanı Mustafa Emrah Özkan, Belediye Başkanı Sami Baysal ve Başkan Yardımcısı Cengiz Öztürk, Müftü Vekili Osman Peksoy, Ak Parti İlçe Başkanı Yusuf Arısoy, CHP İlçe Başkanı Şenol Eroğlu, MHP İlçe Başkanı Durmuş Taşpınar, Esnaf Odası Başkanı Yunus Aytekin, Suffe Derneği Başkanı İsmail Ergin ve onlarca Pozantılı katıldı.
Suffe Derneği Başkanı İsmail Ergin yürüyüş öncesinde bir basın açıklaması yaptı. İşte Başkan Ergin’in yaptı o basın açıklamasının tamamı.
Arkadaşlar,
Birbirimize sahip çıkma adına sesimizi duyurmak için hep birlikte yapacağımız bu milli birlik ve beraberlik yürüyüşüne hepiniz hoş geldiniz.
(Yaşını başını almış bir (oda başkanı) ağabeyimiz Pozantı’da bu işler boş işler bu boş işlerle niçin uğraşıyorsunuz diyor. Pozantı’nın küçük bir yer olduğunu 50 tane adamın toplanıp böyle boş işlerle uğraşmasının gereksiz olduğunu söylüyor. Bende kendisine İbrahim Aleyhisselâm için yakılan ateşe bir karıncanın su taşıması kıssasını anlattım. Karıncaya götürdüğü suyun o ateşi söndüremeyeceği söylenince diyordu ki tarafımız belli olsun. Bu kıssada ki bir karınca kadar düşünemiyorlar maalesef.
Arkadaşlar tarih yeni bir dirilişin doğum sancılarını yaşıyor. Peygamberi bir doğumun nelere gebe olduğunu yine tarih gösterdi bize.
Peygamberimizin meşhur şairi Hassan bin Sâbit (r.a.) şöyle anlatmıştır:
“Ben sekiz yaşlarında var veya yoktum. Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudî’nin biri ‘Hey Yahudîler!’ diye çığlık atarak koşuyordu. Yahudîler, ‘Ne var, ne yırtınıyorsun?’ diyerek adamın başına üşüştüler. Yahudî şöyle haykırıyordu: “‘Haberiniz olsun, Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu. Ahmed bu gece dünyaya geldi.”
Evet, milletimizin söndürmeye çalıştıkları kadim yıldızı tekrar doğuyor. Hilalin yıldızı. Zulmün ve zalimin karartmaya çalıştığı dünya tekrar aydınlanacak inşallah. Sancağımızın dalgalandığı yerde zulmün saltanatı sona erecek.
“Ey burcuna göz diktiğimiz ufuktaki mavi kale,
Yıldız yıldız asılacağımız kutlu günü bekle, “
Osmanlı’ya namzet bir nesil geliyor.
Titre eyy Avrupa. Hollanda, Almanya. Ve üzerimizde oyun kurmaya çalışanlar titreyin. (Gök kubbenin altında biz varız. Yalnız sanmayın kardeşlerimizi. ) Tarih yeni bir doğuşa gebe. Avrupa da yükselen bir ırkçılık ve İslam düşmanlığı var. Dünyaya demokrasi dersi vermeye çalışan Avrupanın asıl kendisi bu derse muhtaç.
“Hollanda’nın, bütün diplomatik teamülleri hiçe sayarak, Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya gösterdiği davranış, oradaki vatandaşlarımıza uyguladığı şiddet, bütün çirkinliklerin ötesinde bir Avrupa ortak aklının yansımasıdır.”
Avrupa’nın ve tetikçisi Hollanda’nın bu yaptıkları şehirlerimizde ve meydanlarımızda yapamadıklarının kendi ülkelerinde ki tezahürü ve bizimle alakalı olana tahammülsüzlüğünün bir yansımasıdır aslında. Korkuyorlar.
“Kisra’nın sarayının o sağlam burçları yıkılmıştı. Kisra sabahı korkuyla beklemişti “
Şimdi ise dünyanın zalimlerinin burçları çatırdıyor. Mazluma umut olan bir millet yeniden diriliyor. Korkuyor günümüz dünyasının Kisraları. Korksunlar. Başaramadılar, bu millete geçmişini ve değerlerini unutturamadılar. Kaldırdık attık artık üzerimize serilen ölü toprağını. Gözlerimizi ufuktaki kızıl elmaya diktik. İşte bundan korkuyorlar.
“Kâbe’nin İçini Karanlık Ve Kirlere Boğan Putların pek çoğu baş aşağı yıkıldı.”
Ülkemizin içinde yuvalanmış şer odakları baş aşağı yıkıldılar. Artık onlara çanak tutacak kimse kalmıyor. Millet artık uykudan uyandı. İçimizdeki ihanet bertaraf edilince tekrar büyük hedefler peşinde koşacağız. Ve diyeceğiz ki ;
Nizamı âlem, ilai kelimetullah. İşte bundan korkuyorlar.
“Sindirememenin, teslim alamamanın, imha edememenin hırçınlığı ile saldırıyorlar. İçerideki terör aygıtlarıyla başlattıkları savaşı kaybettikleri için, istihbarat aparatları zayıfladığı için, yeni operasyon yürütemedikleri için çılgına dönüyorlar. Artık FETÖ üzerinden, PKK/PYD üzerinden, yönettikleri STK’lar üzerinden, sermaye operasyonları üzerinden oyun kuramadıkları için saldırıyorlar.” Çünkü korkuyorlar.
“İstahrabat’ta Bin Seneden Beri Yanmakta Olan Mecûsîlerin Kocaman Ateş Yığınları Bir Anda Sönüverdi”
Artık dünyayı parselleyenlere. Kendi aralarında paylaşıp sömüren ve mazlumlar doğuran sistemlere dünyanın beşten büyük olduğunu hatırlatacak ve şimdiye kadar yaktıkları bu ateşi söndürecek bir millet uyanıyor. Hesaplar karışıyor, emperyalizmin yüz yıllık, bin yıllık hedefleri suya düştü. İşte bundan korkuyorlar.
“Gök Kubbeden Salkım Salkım Yıldızlar Döküldü.”
Dökülen yıldızlar haber çalanların cinlerin ve şeytanların hakimiyetinin bittiğini gösteriyordu. Devletimizin sırlarını, planlarını karanlık dış güçlere ifşa edecek cinleri ve şeytanları kalmadığı için kuduruyorlar. Çünkü korkuyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar ama sen “Korkma çekinme üzülme hüzünlenme ye’se kapılma. Allah bizimle beraberdir…” Ey milletim
Bugün korku onlara cesaret bize. Çekinmek onlara yürümek bize. Hüzünlenmek onlara sevinmek bize.
Ye’se kapılmak onlara ümid etmek bize düşer.
Fezaya akın var açılsın gök kapısı,
Dimağımıza çakılsın bu sır yapısı,
Sarsılmayız depremle, sürüklenmeyiz selle,
Allah Kadir, Allah Kebir, Allah bir,
Üstte mavi gök çökmedikçe,
Yerde yağız yer delinmedikçe,
Senin ilini ve töreni kim bozabilir?
Yapılan bu basın açıklaması sonrasında toplanan grup, tekbirlerle Atatürk Caddesi üzerinden söylenen marşlar eşliğinde şehitliğe kadar yürüdü. Burada Müftü Vekili Osman Peksoy’un yaptığı dua ile hep birlikte âmin diyen Pozantılılar düzenledikleri yürüyüşü sonlandırdılar.
Bir yanıt bırakın